Sanayi ve ticari faaliyetlerin yoğunlaştığı modern çağda, işletmelerin çevresel riskleri yönetme sorumluluğu her zamankinden daha büyük bir önem taşımaktadır. Özellikle tehlikeli kimyasallar ve atıklarla haşır neşir olan kurumlar için, olası bir kaza sonucu ortaya çıkabilecek sonuçlar yalnızca ekolojik yıkıma değil, aynı zamanda işletmelerin finansal yapılarında onarılamaz hasarlara da yol açabilir. Türkiye’de bu hayati riski bertaraf etmek amacıyla, devletin yasal zeminini oluşturduğu kritik bir güvence mekanizması mevcuttur: Tehlikeli Maddeler ve Tehlikeli Atık Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası.
Yasal Çerçeve ve Hukuki Mecburiyet
Bu sigorta türünün varlığı, temelini 2872 sayılı Çevre Kanunu‘ndan almaktadır. Kanun, tehlikeli atıkların toplanması, nakliyesi, depolanması, geri kazanımı ve nihayetinde bertaraf edilmesi gibi mesleki icraatları gerçekleştiren gerçek ve tüzel kişilere, faaliyetlerinden kaynaklanabilecek olası kazalarda üçüncü şahısların uğrayacağı zararları tazmin etme yükümlülüğü getirmektedir. Bu yükümlülüğün yerine getirilmesini temin eden araç ise zorunlu mali sorumluluk sigortasıdır.
Bu zorunluluk, bir tavsiye niteliği taşımaktan ziyade, yasal bir yaptırıma tabidir. Sigorta poliçesini yaptırmayan veya süresi içinde yenilemeyen işletmeler, Çevre Kanunu’nun ilgili maddeleri uyarınca her yıl güncellenen, ciddi miktarlara ulaşan idari para cezaları ile karşı karşıya kalır. Bu durum, sigortanın sadece bir risk transferi aracı değil, aynı zamanda hukuki uyumun da elzem bir şartı olduğunu gözler önüne serer.
Sigortanın Özü: Üçüncü Şahıs Korunumu
Poliçenin temel işlevi, sigortalının kontrolü altındaki tehlikeli maddelerin veya atıkların yol açtığı çevresel olaylar (sızıntı, patlama, yangın, kirlilik) neticesinde zarar gören üçüncü şahısların taleplerini karşılamaktır. Kapsam, sigortalının kendi faaliyetlerini yürütürken çevredeki insanlara ve onların mal varlıklarına vereceği:
- Bedeni Zararlar: Ölüm, yaralanma ve kalıcı sakatlık durumlarında doğan tedavi, cenaze ve tazminat maliyetlerini;
- Maddi Zararlar: Komşu tesislerdeki veya çevredeki binalarda, ekipmanlarda ve mülklerde oluşan doğrudan hasarları;
teminat altına alarak işletmelerin anlık yüksek tazminat yükümlülüğü altına girmesini engeller. Bu, sigortalının mali dengesini muhafaza etme ve operasyonel sürekliliğini sürdürme adına kritik bir kalkan görevi görür.
Takip Mekanizması ve Güncel Süreçler
Bu zorunlu sigorta, diğer birçok zorunlu poliçe gibi, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi (SBM) ve Güvence Hesabı tarafından yakından izlenmektedir. Bu merkezi takip sistemi sayesinde, poliçesini aktif tutmakta ihmal gösteren işletmeler anında tespit edilebilmektedir.
İşletmelerin, mevcut poliçelerinin vadesinin dolmasına 30 gün kala yenileme işlemlerini tamamlamaları, hem yasal süreklilik hem de kesintisiz koruma açısından büyük önem arz etmektedir. Yenileme yapılmadığı takdirde, Güvence Hesabı, durumu derhal ilgili Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüklerine bildirerek idari yaptırım sürecini başlatır.
Özetle, tehlikeli madde veya atıklarla iştigal eden her ticari yapı, sadece işini yasal zeminde sürdürmek için değil, aynı zamanda öngörülemeyen bir felaket senaryosunda ekonomik çöküşten kaçınmak için de bu zorunlu sorumluluk sigortasını bir maliyet unsuru olarak değil, bir zorunlu mali güvenlik yatırımı olarak görmelidir.






